Dini Açıdan Şaka & Mizah

Musa Kâzım GÜLÇÜR

4 Kasım/2019

İçindekiler

Giriş 1

Kötü Şakalar 3

Yalana Zemin Hazırlayan Şakalar 4

İyi Mizah ve Şakalardaki Bazı Özellikler 5

Sonuç 6

Giriş

Tüm toplumlarda ve kültürlerde hemen her yaşta şaka ve mizah davranışları görülür. Bu kadar yaygın ve sosyal bir davranış türünü iyi, kötü ve zararsız olanlar şeklinde üç kategoride değerlendirecek, daha sonra da konuya dini açıdan ışık tutmaya çalışacağız.

İnsanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlamak ya da stres atılmasına yardımcı olmak için kullanılabilecek şaka ve mizahlar genelde iyi kategoride değerlendirilmektedir. Zekâ parlaklığı gösteren, bilgelik ve öğrenme aşkı aşılayan, zihinsel egzersizlerle ilişkilendirilebilen mizah aktivitelerinin, bireylerde duygusal iyilik hissini ve iyimserliği artırdığı söylenebilir.

Kötü şaka ve mizahlar ise, kişinin gerçek ruhsal durumunu gizleyen üstünlük ve kabadayılık edalı, kimlik çatışmaları temelli veya savunma mekanizması kaynaklı şakalardır. Kötü türde şaka yapan bir birey, şakalaşmayı ve mizahı, daha çok başkalarını küçümsemek veya kendine değer verilmesi için kullanmaktadır. Bu nedenle, kötü şakalar kaçınılması gereken ve istenmeyen davranış kategorisindedir.

Ne iyi ne de kötü sayılabilecek zararsız şakalar ise, bireylere doğrudan etkisi olmayan, daha çok bir nesnenin uygulama alanında olduğu şakalardır ve faydasız ya da zararsız şakalar kategorisinde değerlendirilebilir.

Bir şakanın rahatsız edici veya kötü olup olmadığını söylemenin oldukça basit bir yolu bulunmaktadır. Kendinizi şakaya maruz kalan kimse yerine koyduğunuzda yapılan şakadan rahatsızsanız ve memnun değilseniz, muhtemelen kötüdür. Şakalar ve mizahlar, gülen insanlar oluşturur. Ancak bunun biraz daha ötesi, insanlara gülmek için bir kurban seçilmiş olmasıdır. Şakalara maruz kalmış kişilerde, kandırılmış olma hissi, bir tür rahatsız edici öfke, kendini suçlama ve can sıkıntısı duygularının tek tek ya da hepsinin bir karışım halinde tezahürü söz konusu olabilmektedir.

İster yetişkinlerle isterse de çocuklarla olsun, yaş durumuna ve psikolojilere uygun lâtifeler yapmak başka, insanları aşağılayıcı manada takılmak veya şaka yapmak çok daha başkadır. İkincisinde, karşınızdakinin bizzat kendi gözünde değerli bulduğu benliği, duyguları ya da eşyaları hedeflenmiş olmaktadır. Kişilerin kendi gözündeki değerlerini tehdit ettiğiniz zaman, bu durum size geçici bir şekilde gülümseme hissi veriyor olsa bile muhatabınızda öfke ve hoşnutsuzluk hisleri meydana getirecektir.

Karşıdakini özellikle küçük düşürme amaçlı şakalarda, her zaman acımasız bir yan bulunur ve “aşağılanma” duygusunu ortaya çıkarır. Pek çok kişi ya diğerlerinin ya da bizzat kendisinin yaptığı şaka sebebi ile hoş vakit geçireceğini düşünerek, insanlara şaka yapabileceğini düşünür. Kötü türden şaka ve mizah davranışlarının arkasında, özellikle karşıdaki kişiyi güç durumda bırakacak bilinçaltının gizli sayılabilecek birtakım dürtülerinin bulunduğu görülür. Bu bilinçaltı dürtülerindeki temel saik, çoğu zaman ya karşıdakinin zor durumundan zevk alma veyahut da onun aşağılanması ile sahte bir zafer duygusu şeklindedir.

Böyle bir durumda karşımızdakinin zekâmızı fark etmesi, alaycılıktaki mizahı görmesi ve çoğunlukla da söylenen ya da yapılan davranışları üzerine almaması umularak, iğneleyici ve aşağılayıcı tutum ve davranışlar sergilenmiş olur. Ancak araştırmalar göstermiştir ki, insanlar yakın arkadaşları tarafından bile olsa şakalara maruz kalmaktan hoşlanmamaktadırlar.

Kötü Şakalar

Saldırgan tarzda yapılan şakaların sadece insani değil aynı zamanda dini açıdan da kötü olduğunu söylemeye gerek bile yoktur. Korkutma bu tür kötü şakalarda en temel enstrümandır. Yüzüne korkunç bir maske takıp karşıdakini korkutmaya çalışmak ve onun korkması ile eğlenmek gibi. Hâlbuki Efendimiz (sas) bırakalım çocukları, yetişkinlerin bile bu tür kötü ve korkutucu şakalara maruz bırakılmasını yasaklamışlardır.

Abdurrahman ibnu Ebî Leyla anlatıyor: “Resülullah’ın (sas) ashabı (r. anhüm) bir sefer yürüyüşünde idiler. Konaklama sırasında içlerinden biri, arkadaşı uyurken gidip ipini alır. Uyanınca ipini bulamayan zat “kaybettim” diye korkar. Duruma muttali olan Aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdular:

Bir Müslüman’a, bir başka Müslüman’ı korkutmak helâl değildir.[1]

İbn Abbas’dan (ra) bir rivayette de şöyle buyurmuşlardır:

Kardeşinle tartışmaya girme, onunla (kırıcı ve korkutucu şekilde) şakalaşma ve yerine getiremeyeceğin sözü verme.[2]

Yetişkinler için dahi korkutma amaçlı şakalar helal değilse bunu bir da çocuklar açısından düşünmemizde fayda bulunmaktadır. Henüz motor gelişim seviyesini tamamlamadığı, zihni de müşahhas işlem dönemini aşıp soyut işlemler dönemine yeterince alışmadığı için, korkutucu ve kötü şakaya maruz kalmış bir çocuk, onun gerçek bir şekilde kötülüğünü istediğinizi düşünür. Bu tür şakalar karşısında sadece düşmanlık, kin ve aşağılanmışlık duyguları hisseder. Çocuğun ne ebeveyni ne de yakın-uzak akrabaları tarafından korkutucu ve kötü şakaların hedefi olarak kullanılmaması, ebeveynlerin de bu konuda hassasiyet göstermeleri önemlidir. Aksi tutum ve davranışların, çocuğun güven duygusunun zedelenmesinde rol oynayacağı unutulmamalıdır.

Efendimiz (sas) bir kişinin eşyasının şaka amaçlı gizlenmesini hoş görmemiş, bunu kötü şaka kategorisinde görmüştür. Abdullah ibnu Yezid İbnu’s-Sâib (ra) anlatıyor: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

Sizden hiç kimse ne şaka ne de ciddî olarak kardeşinin eşyasını saklamasın. Kim kardeşinin bastonunu bile almışsa hemen ona geri versin.[3]

Bu husus göz önünde tutularak, çocuğun herhangi bir eksikliği ya da beceriksizliğiyle dalga geçilmemeli, başkalarının da alay etmesine ya da aşağılamasına müsaade edilmemelidir. Şayet bu konularda yeterli pozitif tutumlar geliştirilmez olursa bunun sonucunda çocuk içine kapanık, düş kırıklığı yaşayan ve sosyalleşmeye kapalı bir fert haline gelecektir. Bu ise çocuğa yapılmış bir kötülüktür.

Yalana Zemin Hazırlayan Şakalar

Şaka yaptığını düşünen insanların dikkat etmeleri gereken noktalardan birisi de yalan söylemekten uzak durmalarıdır. Şakalarda maalesef çoğunlukla yaşanan durum budur. Hâlbuki bu konuda Efendimiz (sas) bizlere güzel bir örnek bırakmıştır.

Hz. Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: Ashaptan bir kısmı:

— “Ey Allah’ın Resulü! Sen bize şaka yapıyorsun!” dediler. Efendimiz (sas) de şöyle buyurdular:

— “Ben doğru sözden başka bir şey söylemem![4]

Behz b. Hakîm’den rivayete göre Efendimiz (sas) yalan söyleyerek insanları güldürmeye çalışanlarla ilgili olarak şu ikazı yapmaktadır:

İnsanları güldürmek için yalan yanlış konuşan kişinin vay haline! Onun vay haline! Onun vay haline![5]

İyi Mizah ve Şakalardaki Bazı Özellikler

İyi ve faydalı şakaların, kişiye artılar sağlayan bazı yönleri olduğu düşünülebilir. Kısaca belirtmemiz gerekirse iyi mizah ve şakalar; diğer insanlarla daha güçlü bağlar oluşturan, farklılıkları hoşgörülü hale getiren, gerginlikleri azaltıp anlaşmazlıkları çözmeye yardımcı olan, zorluklar ve hayal kırıklıkları yerine ümit ve hoşluk hissi yaşatanlardır. İyi mizah ve şakalar hem şaka yapılana hem de o şakayı izleyenlere olumlu özellikler yerleştirebilir.

Yalan söylemeden yapılan şakalar hem zihnin dinlenmesi hem de şakanın yerini bulmasını sağlar. Bu konuda Efendimiz (sas)’den başka bir örnek ise şöyledir. Hz. Enes (ra) anlatıyor: “Bir adam Aleyhissalâtu vesselâm’a gelerek:          

— “Ey Allah’ın Resulü! Beni bir deveye bindir!” dedi. Aleyhissalâtu vesselâm da:

— “Ben seni devenin yavrusuna bindireceğim!” dedi. Adam:

— “Ey Allah’ın Resulü, ben deve yavrusunu ne yapayım!” deyince Aleyhissalâtu vesselâm:

— “Acaba deve, deveden başka bir mahlûkun yavrusu mudur?” buyurdular.[6]

Dikkat buyurulursa Efendimiz (sas) karşısındaki sahabeye “Ben seni deve yavrusunda bindireceğim” derken, yetişmiş bir devenin de neticede başka bir deve yavrusu olduğunu gayet lâtif bir şekilde işlemiş olmaktadır. Böyle bir şaka zihin uyanıklığı ve keskinliği açısından faydalıdır.

Hayal dünyası oldukça zengin olan çocuklar için de şakalaşmanın önem arz ettiği bilinmektedir. Mizah özelliği yüksek olanlar geçmişleri, şimdiki halleri ve geleceklerinin daha çok olumlu yönlerine konsantre olma eğilimindedirler. Şakalaşma bir bakıma çocukla çocuklaşmadır. Mesela bir defasında Enes (ra) Resülullah aleyhissalâtu vesselâm’ın, kendisine: “Ey zü’l-üzüneyn (iki kulaklı)!” diye hitap ettiğini, bu sözüyle de şaka yapmayı kastettiğini rivayet etmiştir.[7]

Şaka amacıyla dahi yalan söylememe hususunda Efendimiz’in (sas) bir ikazı şöyledir:

Şaka bile olsa yalanı terk edene cennetin ortasında bir köşkü garanti ediyorum.[8]

Mizahı olumlu bir şekilde kullanma, düşünce ve ruh halimizin tonunu iyileştirebilir. Günümüzde klinik psikologlar, kişisel duygu durumundaki iyilik hissini artırmak için mizahın bir tedavi şekli olarak kullanılabileceğini öngörmektedirler.

Sonuç

Sıkıntıları hafifletmek, acıları dindirmek, ortamı yumuşatma, terbiye ve eğitim amaçlı mizah ve şakalara herhangi bir sakınca olmadığı görülmektedir. Mizah yaparken yalandan uzak duruluyor, sadece doğru söyleniyor, kalpler kırılmıyor, şakalarda aşırıya kaçılmıyor ve sürekli değil de ara sıra yapılıyorsa mizah yapılmasında bir problem olmadığı söylenebilir. Ancak kişi, mizahı sürekli bir ahlâk ve aşırıya gittiği bir uğraş hâline getiriyorsa, bu tutumun doğru olmayacağı, çevresine ve insanlara zarar verme ihtimalinin fazlalığı açıktır.

Efendimiz’in (sas) yaptığı mizahların ortak özelliği, kaliteli ve anlamlı olmalarıdır. Efendimiz’in (sas), yalan barındıran, hak ihlaline sebep olan, kişileri korkutan ve karşılıklı saygıyı zedeleyen şakalar yapmamıştır.


[1] Ebu Dâvud, Edeb, 94 (5004).

[2] Tirmizi, Birr, 57 (1995).

[3] Ebu Dâvud, Edeb, 93, (5003); Tirmizî, Fiten, 3, (2160).

[4] Tirmizî, Birr 57, (1990).

[5] Ebû Dâvud, Edeb, 88 (4990); Tirmizî, Zühd, 10 (2315).

[6] Tirmizî, Birr, 57 (1991); Ebu Dâvud, Edeb, 92 (4998).

[7] Tirmizî, Birr, 57 (1992); Ebu Dâvud, Edeb, 93 (5002).

[8] Ebu Dâvud, Edeb, 8 (4800).

© Her hakkı mahfuzdur. İşbu web sitesi ve içeriğine ilişkin tüm fikrî haklar ile her türlü telif hakları www.dinveilim.com sitesine ait olup, 5846 sayılı Kanun hükümlerine tâbidir. www.dinveilim.com internet sayfalarındaki yazıların, bütün olarak elektronik ya da matbu bir ortamda yayımlanması yasaktır. Ancak www.dinveilim.com sitesinde yer aldığının belirtilmesi ve doğrudan aktif bağlantı verilmesi şartıyla yazılardan kısa bölümler iktibas edilebilir.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.