Evlilik ve Sorumluluk II

Musa Kâzım GÜLÇÜR

2 Nisan/2019

1. Ailenin Kurulması 1

2. Evlilik ve Denklik 2

3. Eşler Arasında Farklı Sosyo–Kültürel Düzeylerin Sonuçları 2

4. Eşler Arasında Farklı Sosyo–Ekonomik Düzeylerin Sonuçları 3

5. Evlilik ve Sorumluluk 4

6. Bilinçli Bakış Açısı Oluşturma 4

1. Ailenin Kurulması

Nikâh vasıtası ile iki ayrı cins, hayatlarını, sevgilerini, varlıklarını, eksik ve mükemmel yönlerini, sahip oldukları güzellikleri, ellerindeki imkânları, duygularını ve hedeflerini mutlulukla paylaşır, ortaklaşa bir aile yuvası kurar, hayatlarını beraberce sürdürür ve yeni nesiller yetiştirirler.

Ancak nikâh, sadece neslin devamını sağlayan bir durum değildir. Nikâh bununla birlikte daha önemli bir işlevi olan, sosyal kuruma atılan ilk adımdır. İnsanın yaratılışı gereği anne–babaya, aile kurumuna, sevgiye, ilgiye, diğer insan kardeşleri ile teşrik-i mesaide bulunmaya ihtiyacı vardır. Bunun ilk örneği ise ailede başlar.

İnsanların en önemli özelliklerinden birisi de organize olabilmeleri, bir arada yaşayıp sosyalleşebilmeleridir. Fertler aileleri, aileler toplumları, toplumlar milletleri, milletler de insanlık ailesini meydana getirirler. Dolayısı ile toplumların en küçük birimi ailedir. Kur’an–ı Kerim’de; “Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizi tanıyıp sahip çıkmanız için milletlere, sülâlelere ayırdık. Şunu unutmayın ki Allah’ın nazarında en değerli, en üstün olanınız, takvâda (Allah’ı sayıp haramlardan sakınmada) en ileri olanınızdır. Muhakkak ki Allah her şeyi mükemmelen bilir, her şeyden hakkıyla haberdardır.” (Hucurât, 49/13) buyurulmaktadır.

Allah (cc), evlenen eşler arasındaki “sevgiyi ve birbirlerine olan merhameti”, şimdi aktaracağımız âyet-i kerîme ile “varoluşsal bir ayet” yani “oldukça önemli bir konu ve husus” olarak nitelemektedir: “Onda huzur bulmanız için size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet meydana getirmesi de O’nun ayetlerindendir. Hiç şüphe yok ki bunda, düşünebilmekte olan bir toplum için gerçekten ayetler vardır.” (Rûm, 30/21)

İnsan, bu huzur ve rahatlığı aile içerisinde bulabilir. Kur’an bunu ‘huzur bulma’ şeklinde tanımlamaktadır. İşte nikâh bu huzura kapı açmaktadır. Bu huzur, duyguların, isteklerin, hedeflerin, sevgilerin ve yeteneklerin paylaşılmasından, karşılıklı merhamet ahlâkının işletilmesinden, başkası adına yapılan fedakârlıktan doğan bir huzurdur.

İslâm, evlenmeyi yüceltir, tavsiye eder, evliliğin şartlarını ortaya koyar. Ancak bütün bu tavsiyelerini ‘nikâh’ akdine bağlamıştır. Yani evlilik mutlaka ‘ağır bir akit olan’ (Nisa, 4/21) nikâhla başlayabilir. Nikâh, evliliğe adım atmak, gizli olmayan bir şekilde ve insanlara ilan ederek duyurmaktır. Aynı zamanda evlilik sorumluluğunu yüklenmektir. Çünkü yapılan evlilik akdinde, aileye ilişkin görevleri yüklenme şartı vardır.

2. Evlilik ve Denklik

Eşler arasında uyum, denklik, eşitlik vb. hususların olması “birbirlerine yakışmaları” demektir. Evlilik, sadece erkeğin ve bayanın değil aynı zamanda iki ailenin de birbirlerine karışmaları ve hısım olmalarıdır. Hem eşler hem de her iki taraftan aileler, ruhî ve ahlâkî bakımdan birbirlerine ne kadar uyumlu olurlarsa, bireylerin evlilik hayatları da aynı oranda sağlam, ebedi ve güzel olacaktır. Eğer uyum az olursa, aile hayatı da o oranda kötü, acı ve mutsuz olacaktır.

Bu açıdan, aile hayatı içerisinde ortaya çıkan sorunların ve problemlerin en önemli nedenlerinden birisi de her iki tarafın aileleri arasındaki uyumsuzluk ve denk olmayıştır. Bir ömür boyunca birlikte yaşamak, bütün işlerde ortak hareket etmek, ortak kararlar vermek, çocuklar dünyaya getirerek yetiştirmek ve mutlu olmak isteyen eşler, uyuma ve denkliğe sahip olmak zorundadırlar.

3. Eşler Arasında Farklı Sosyo–Kültürel Düzeyler

Farklı sosyo–kültürel düzeyler ve yargılara sahip olan çiftlerde birtakım evlilik sorunları oluşabilmektedir. Bu farklı kültürler kimi zaman aşılmaz bir engel haline gelebilmekte ve evlilik bir zindana dönüşebilmektedir. Bu durum giyim–kuşamdan yemek kültürü çatışmalarına, olaylara bakış açısındaki farklılıklardan ev içi sorumlulukların dağılımı konusundaki anlaşmazlıklara, eşler arası dayanışma ve yardımlaşmanın zarar görmesinden ruhsal nefret ve düşmanlıkların oluşmasına kadar pek çok hususu etkileyebilmektedir.

Evliliğin ilk zamanlarında, yeni bir yuva kuruyor olmanın heyecanıyla bazı uyumsuzluklar fark edilemeyebilir. Ama cicim aylarının geçmeye yüz tutmasıyla birlikte eşler arasındaki terbiye ve nezaket seviyeleri, farklı tutum ve davranış biçimleri artık kendisini hissettirmeye başlar. Kayınvalideler, yeni gelinlerinin kendi kültür ve davranış biçimlerine anında adapte olmasını beklerken, kayınpederler cephesinde de damatlara yönelik beklentiler oluşur. Karı–koca arasındaki bu tür farklılıklar, yerini zamanla önce gerginliğe, ardından da şiddetli geçimsizliklere kadar uzanan bir dizi sıkıntılara bırakabilir.

Evlilikte dikkat edilecek hususlardan birinin de kültür benzerliği ya da denkliği olduğu açıktır. Adaylar diğer hususlarda her ne kadar birbirlerine uygun ve denk olsalar da kültür farklılıkları zamanla eşlerin geçimini etkileyebilmektedir. Dolayısı ile eşlerin ailelerinin çiftçi, tüccar, memur ya da sanayici ailesi olması, ailelerin farklı sosyo–kültürel durumları, yeni evlilerin hayata bakış açılarını ve davranışlarını da farklılaştırmakta, bazen de çözülemeyecek tarzda kültürel çatışmalara ve problemlere sebep olabilmektedir.

Kültür düzeyi farklılıklarının, bireylerin sağlıklı bir evlilik sürdürebilmesi üzerinde küçümsenemeyecek derecede etkisi vardır. Bireylerin birbirlerini daha rahat anlayabilmeleri, daha zengin duygusal paylaşımlarda bulunabilmeleri açısından benzer düzeyde kültür ve eğitime sahip olmalarında büyük faydalar vardır.

Fakülte mezunu bir bayanla, ilkokul mezunu bir erkeğin evliliklerini sürdürebilmeleri, ancak bireylerin birbirlerini tam bir şekilde kabullenmeleri ve bu kabullenmeye dayalı bir evlilik düzeni kurmalarıyla sağlanabilir. Fakat benzer kültürel seviyede ve hemen her alanda birbirlerini anlayabilen bireylerin oluşturacağı evliliklerin daha anlamlı olacağı açıktır. Böyle evlilikler, bireyler için zengin duygusal ve zihinsel bir denge sağlayacaktır. Bu nedenle, evlenecek bireylerin hemen hemen aynı veya birbirlerine yakın eğitim düzeyinde olmalarının sağlıklı evliliklere zemin oluşturabileceğini söyleyebiliriz.

4. Eşler Arasında Farklı Sosyo–Ekonomik Düzeylerin Sonuçları

Sosyo–ekonomik düzeyleri farklı kişilerin evliliklerinde, kadının kendisinden daha yüksek sosyo–ekonomik durumda olan birisiyle evlenmesinin, kendisinden daha düşük sosyo-ekonomik durumdaki birisiyle yapacağı evliliğe göre daha başarılı ve mutlu olacağı söylenebilir. Ancak sosyo–ekonomik düzeyi yüksek bir kadın, kendisinden daha düşük ekonomik güce sahip olan bir erkekle evlenip onun geliriyle yaşamayı kabul etse bile, bu dengesiz durum, romantik dönemin bitiminden sonra genellikle kadında değilse bile erkekte “özgürlüğünü yitirmişlik, yetersizlik ve huzursuzluk duyguları” hissetmesine neden olacaktır. Kızların kendileri kadar veya yüksek, erkeklerin de kendileri kadar veya düşük sosyo–ekonomik durumu olan birisi ile evlenmek istemelerinin nedeni, bu türden evliliklerin daha başarılı ve kalıcı bir şekilde sürdürülebilir olduğunun, toplumca da genel bir kabule dayanmasından kaynaklandığı söylenebilir.

Bütün bu açılardan evlenecek bireylerin ekonomik olarak aynı ya da birbirlerine yakın düzeyde olmalarında fayda vardır. Bu durum evliliğin yürütülmesinde sağlıklı bir yaklaşım olacaktır. Ekonomik açıdan bireyler veya aileler arasında büyük ölçüde farklılıklar olması, zengin tarafın, ekonomik olarak düşük taraf karşısında kendisini daha üstün hissetmesine ve kibirli davranışlar sergilemesine neden olabilir. Tarafların bu durumu kabullenmesi ve rahatsızlık duymaması halinde bu bir problem olarak algılanmayabilir. Fakat durumun kabullenilmemesi ile evli bireyler ve aileleri arasında anlaşmazlıklar gün yüzüne çıkabilir. Dolayısı ile bir tarafın zengin diğer tarafın fakir olması, zengin aile lehinde gizli bir eşitsizliğin gündeme gelmesine neden olur. Eşitsizlik üzerine kurulan bir evlilikte ise er ya da geç birçok sorunun gündeme gelmesi kaçınılmazdır.

5. Evlilik ve Sorumluluk

Hiç şüphesiz, evlenmeyi teşvik eden çok sayıda hadis-i şerif olduğu gibi; bazı durumlarda evlenmenin muhtemel olumsuz sonuçlarına dikkat çeken hadis-i şerifler de vardır. Bunlardan iki tanesini aktarmak istiyoruz.

Huzeyfe b. Yemân’dan (ra) rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor: “Hicri ikinci asırdan sonra insanların en hayırlısı yükü az olandır.” Ashab hazeratı bunun üzerine sordu: “Yükü az olanlar kimlerdir Ya Resulallah?” Efendimiz (sas) cevap verdi: “Eşi ve çocuğu (ailesi) olmayan kimsedir.”[i]

Yine Ebu Hüreyre’den rivayet edilen bir hadis-i şerîfte Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor: “Bir zaman gelecek, borçlu kişi borcunu ödememek için alacaklısından köşe bucak kaçacak. İşte böyle bir zamanda kişi maişetini ancak Allâh’ın öfkesini çekecek şekilde kazanabilecek. Bu durumda da kişinin helâki eşinin ve çocuklarının eli ile olacak. Şayet eşi ve çocukları yoksa helaki anne ve babası sebebi ile olacak. Anne ve babası da yoksa akrabaları ve komşuları sebebi ile helak olacak.” Ashab hazeratı sordular: “Bu nasıl olacak Ya Resulallah?” Şöyle buyurdu: “Çünkü bu kimseler onu fakir olmakla ayıplayacaklar. Adam da bu sebeple tehlikeli işlere girecek ve kendisini helâk edecek.”[ii]

Bu hadislerden bekâr kalmayı teşvik eder gibi bir mana çıkarmak doğru olmadığı gibi, evlenmenin şerli bir iş olduğu manasını çıkarmamamız gerekir. Muhtemelen Peygamber Efendimiz (sas) bu hadislerle sadece, evlilik yapan kimselerin evlilik sorumluluğunu taşımaları gerektiğini, yarın mahşerde bunların her birisinin birer sorgu-sual konusu olacağını vurgulamıştır diyebiliriz. Demek oluyor ki, bu ve benzer hadîs-i şerifler, evlenmekten mutlak olarak sakındırmamakta, ancak evlenmenin bireylere önemli sorumluluklar getirdiğinin görülmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar.

6. Bilinçli Bakış Açısı Oluşturma

Evlenecek adaylar, evliliğin kendilerine ne türden sorumluluklar yüklediği konusunda aşağıdaki konularda bilgi sahibi olurlarsa daha bilinçli bir evliliğe adım atabilirler:

1. Ailenin kuruluşu, kuruluşta karşılaşılabilecek sorunlar ve çözüm yolları,

2. Ailede eşlerin birbirlerini tanımalarının önemi,

3. Bilinçli eş olma kuralları,

4. Evlilik hayatında uyumun nasıl sağlanacağı, mutlu ve huzurlu bir yuvanın nitelikleri, ailede sevgi ve saygının gücü,

5. Ailede zamanı doğru kullanma ve serbest zaman faaliyetlerinin aile içi iletişime etkileri ve sonuçları,

6. Ailede sohbet saati kavramının yerleşmesi, kitle iletişim araçlarını ve zamanı verimli kullanmanın önemi,

7. Ailede günlük hayat ve problem alanları, evliliğin kurulması ve işleyişine ilişkin muhtemel problemler, boşanma ile baş gösterebilecek problemler,

8. Alkol, sigara vb. zararlı alışkanlıkların ailede meydana getirebileceği problemler,

9. Ahlâkî ve kültürel değerlerde yaşanan erozyonun ailelere muhtemel etkileri, akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin yararlı hale getirilmesinin önemi,

10. Aile içi şiddetin tanımı ve etkileri,

11. Çalışan anneleri ve sorunları.

Bu ve benzeri alanlarda yapılacak fikir teatileri ve istişareler ile Cenâb-ı Allâh Teâlâ ve Tekaddes hazretleri hem evlenecek bireyleri hem de her iki tarafın ailelerini müşterek bir mutluluk havuzunda bir araya getirecektir. Böylece toplumsal yapının temeli olan ailen daha baştan yüksek bir ahenk ve düzene ulaşmış olacaktır.

Mutlu evlilikler ve aile saadeti dileklerimle…


[i] Suyutî, Câmiussağîr, s. 250, Hadis no: 4107, Dâru’l Kütübi’l-İlmî, 1-2, Beyrut-2004; Beyhaki, Şuab, Hadis no: 9867; Keşfu’l-Hafa, C. 1, s. 437, Hadis no: 1235; Gazali, İhya, 2/66. “Yükü az olan” tabiri Ahmed b. Hanbel, 5/255’te de geçmektedir.

[ii] Beyhakî, Kitabu’z-Zühdi’l-Kebîr, s. 183, Hadis no: 439, Dâru’l-Cinan, Beyrut-1987; Gazzâli, İhya, 2/24, Beyrut, trsz.

© Her hakkı mahfuzdur. İşbu web sitesi ve içeriğine ilişkin tüm fikrî haklar ile her türlü telif hakları www.dinveilim.com sitesine ait olup, 5846 sayılı Kanun hükümlerine tâbidir. www.dinveilim.com internet sayfalarındaki yazıların, bütün olarak elektronik ya da matbu bir ortamda yayımlanması yasaktır. Ancak www.dinveilim.com sitesinde yer aldığının belirtilmesi ve doğrudan aktif bağlantı verilmesi şartıyla yazılardan kısa bölümler iktibas edilebilir.

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.